Paris yönetimi, Rus güvenlik şirketi Wagner'in Mali’ye gelmesine asla müsaade edilmeyeceğini ve bunu engellemek için her şeyin yapılacağını açıkça belirtti. Fransa, Mali halkının hükümete güvenini sarsmak için “RFI” ve “France 24” gibi medya organlarını kullandı. Fransız medya organları; Mali hükümetinin Rus güvenlik şirketi Wagner’e ayda10 milyon avro ödeyerek devletin malını boşa harcadığına, bu parayla kendi askerlerine çok fazla imkân sağlayabileceğine, ayrıca Wagner’in hırsız olduğuna ve gittiği yerlerdeki yeraltı kaynaklarını çaldığına dair haberler yaydı. Wagner’in gittiği yerlerde sivilleri öldürdüğünü, Orta Afrika ve Libya’da çok büyük katliamlar yaptığını ve eğer Wagner Mali’ye gelirse Fransa’nın Barkhane operasyon gücünü geri çekeceğini, böylece teröristlerin her tarafa yayılıp insanları öldüreceğini iddia etti. Fransa, Batı Afrika ülkelerinin buna asla izin vermemeleri gerektiğine, Wagner’in sadece Mali’ye değil komşu ülkelere de zarar verebileceğine dair propagandalarla Rusya’yı sabote ederek halkı korkutmaya ve devlete karşı ayaklandırmaya çalıştı. Aynı zamanda Batı Afrika ülkelerini de kullandı ve onları Mali’yi yaptırımla tehdit etmeleri için yönlendirdi. Ancak başarılı olamadı, Mali halkının hükümetine güveni tamdı.
ASKERLERİMİZİ GERİ ÇEKERİZ
Medya yoluyla Mali halkı ile hükümetinin arasını açma planı başarısız olunca Fransa farklı yöntemlere başvurdu.
Fransa Mali’ye ağır yaptırım uygulayarak Rus güvenlik şirketini Mali’ye getirme kararından vazgeçirmek istiyordu. Bu hususta daha önce de belirtildiği gibi, Barkhane operasyonunu tamamen geri çekeceğini, Mali’ye güvenlikte ve ekonomide destek sağlamaktan vazgeçeceğini duyurdu. Bununla yetinmeyen Fransa, Batı Afrika Birliği’ni de (CEDEAO) Mali’ye yaptırım uygulamaya ve baskı yapmaya zorladı. Avrupa Birliği’nden ve diğer ülkelerden de Mali’ye ağır bir ekonomik yaptırım uygulayabileceklerine dair tehditlerle gelmeye başladı.
MALİ’DE PANİK ORTAMI YARATTILAR
Yaptırım tehditlerinden sonra, “aman devletin bu kararından vazgeçmesi gerekiyor”, “bu yaptırımlara göğüs geremeyiz”, “deniz kıyımız yok, tüm sınırlar kapatılsa nasıl ne yapacağız?”, “halk çok mağdur olacak, ekonomimiz çökecek” gibi sözlerle halka korku salmak ve panik ortamı yaratmak isteyen bazı insanlar radyo, televizyon ve diğer sosyal medya kanallarında belirmeye başladı. Ne var ki bu tür insanların arasında bazı siyasi parti liderleri ve devlet memurları da yer alıyordu. Ancak bu kişilerin Fransa’nın devşirilmiş elemanları oldukları anlaşıldı ve hepsi görevden alınarak hapse atıldı. Fransa hemen, “insanların kendi fikirlerini beyan etme özgürlüğüne engel oluyor” diyerek Mali hükümetini kınadı. Böylece bu insanların arkalarında Fransa’nın olduğu daha net ortaya çıktı.
MALİ HALKI CUMHURBAŞKANINA SAHİP ÇIKTI: “MACRON DEFOL”
Daha sonra birtakım insanlar inisiyatif alarak Batı Afrika Birliği ve Fransa’nın tehditlerinin sadece halkı korkutarak paniklemesini sağlamak ve hükümeti desteklemekten vazgeçirerek cumhurbaşkanı Assimi Goïta’nın gücünü zayıflatmak için düzenledikleri bir oyun olduğunu, sivil halka yönelik böyle bir yaptırımın uluslararası kurallara aykırı olduğunu, dolayısıyla bunu yapamayacaklarını anlattı. Batı Afrika Birliği ve Fransa’nın tehditlerine karşılık olarak, eski cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keïta’nin istifası için aylarca gösteri düzenleyen M5 RFP ve Yerewolo platformları çağrı yaptı. Mali halkı ise “Devletimizin yanındayız” “Yaşasın Assimi”, “Macron defol”, “Yaşasın Rusya, Fransa’ya hayır”, “Batı Afrika Birliği’ne hayır” gibi pankartlarla birlikte Mali ve Rusya bayrakları taşıyarak sokaklara döküldü ve Assimi Goïta hükümetinin yanında olduklarını gösterdi. Bu durum Fransa ve Batı Afrika Birliği için büyük bir hayal kırıklığıydı. Artık halk, onlardan gelecek hiçbir tehdide aldırış etmez oldu. Mali hükümeti büyük bir güç kazandı.
FRANSA PİŞMAN MI OLDU?
Fransa hükümeti, yaptırım tehditlerinin Mali hükümetini Wagner kararından vazgeçiremeyeceğini anlayınca Macron, sorunu çözmek için Assimi Goïta’yı aradı. Macron telefon görüşmesi yapmak için ne kadar uğraşsa da Goïta telefona çıkmadı. Bunun üzerine Macron, Fransa savunma bakanı Florence Parly’yi Mali cumhurbaşkanı Assimi Goïta ile görüşmesi için Mali’ye gönderdi fakat Assimi Goïta, Parly’yi kabul etmedi ve mevkidaşı Sadio Camara ile görüşmesi gerektiğini söyledi. Parly, ikili görüşmeden önce yaptığı basın açıklamasında bu ziyareti Mali hükümetinin Wagner konusundaki duruşunu netleştirmek amacıyla düzenlediğini kaydetti. İkili görüşmede Bayan Parly, “Fransa, Mali'den gitmiyor. Mali ve Sahil'deki operasyonlarda güvenlik güçlerini desteklemeye devam edecek.” ifadesini kullandı. Bayan Parly’nin bu ifadelerine karşılık olarak mevkidaşı Albay Sadio Camara herhangi cevap vermedi.