RUSYA NE KADAR UZAĞI GÖREBİLİYOR?

System.Web.UI.WebControls.Label / RUSYA NE KADAR UZAĞI GÖREBİLİYOR? / RUSYA NE KADAR UZAĞI GÖREBİLİYOR? / hamaset.com.tr

17 Nisan 2021 Cumartesi

749 Görüntüleme

DÜNYA
Kamal İlhamoğlu | AZERBAYCAN

RUSYA NE KADAR UZAĞI GÖREBİLİYOR? / hamaset.com.tr

Kremlin, Sovyet sonrası için önceliklerini değiştirmedikçe, yani günümüz Rusya`sının siyasi aklı 90`lar öncesindeki gibi işlediği sürece Bağımsız Devletler Topluluğu`nda (BDT) yer alan ülkeler, Rusya'dan uzaklaşmaya devam edecek. Sovyetlerden ayrılan ve mevcut durumdan memnun olmayan ülkeler, alternatif birlikler kurma arayışı içine girmeye başladılar. Bu, Rusya’nın her zaman için en son isteyeceği durumdu. Çünkü Rusya`nın eski müttefik bölgelerindeki fikri mevcudiyetini kaybetmesi, kapanmayacak yaraların ortaya çıkmasına neden olacaktır. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bile Rusya, birkaç istisna dışında, bu ülkelerde hegemonyasını devam ettiriyordu. Rusya, BDT'de hegemonik güç olma niyetini gizlemiyor. Aksine bu konumu her gün daha da güçlendirmeye çalışıyor.

RUSYA BAĞIMSIZ DEVLETLERİ ARKA BAHÇESİ OLARAK GÖRMEK İSTİYOR

Resmi çevrelerinin zaman zaman sergilediği tutumdan da anlaşılacağı gibi Rusya, ortaya çıkan bağımsız devletleri, bir nevi kendi arka bahçesi olarak görmek istiyor. Aksi yönde bir davranışı kabul etmek istemiyor. İşin garip tarafı bu, yalnız iktidarda olan siyasi çevrelerin bakış açısı değil. Batı`ya yakınlığı ile bilinen Rus siyasi muhalifler bile bu davranışı sergilemektedir. Belki de Kremlin'e yakın olan siyasi çevrelerin ülke dahilindeki rakiplerle buluştukları tek ortak nokta budur. Çünkü yüzyıllardır Rus siyasi çevreleri bu tür davranışlara alışmıştır. Aslında Rusya'nın konumu Sovyet sonrası devletler için de yeni sayılamaz.

BAĞIMSIZ DEVLETLER EMPERYALİSTLERE KARŞI ÖFKELİ

Ancak zaman değişti ve dünyadaki birçok değer ve kavram yeniden anlam kazanmaya başladı. Hegemonya ve emperyalist hedefler artık bağımsızlık iddasında olan bütün devletler tarafından hiç olmadığı kadar öfke ile karşılanmaktadır. Düne kadar Rusya gibi bir devletle aynı çatı altında gönüllü olarak beraber olmak isteyenler bugün bunun tam aksi tutum sergiliyor ve ne Rusya’nın ne de bir başka ülkenin tebası olmak istediklerini gösteriyorlar.

RUSYA’NIN SALDIRGANLIĞI ESKİ SOVYET ÜLKELERINI KREMLIN’DEN UZAKLAŞTIRIYOR

Elbette böyle bir dönemde Rusya'dan yükselen mutlak hegemonya iddiaları BDT ülkelerinde ciddi endişelere neden oluyor. Kremlin dış politikasının sömürge zihniyetini benimsemesi, Sovyetlerden ayrılan ülkeleri Rusya'ya karşı bir ittifakta birleşmeye de zorluyor. Bu durumu sadece korku ile izah etmek mümkün değil. Bu ülkeler aynı zamanda Rusya'dan uzaklaşma ihtiyacını da duyuyorlar. Tüm bunlar göz önüne alındığında, Rusya'nın BDT'de güvenilir bir müttefiki veya stratejik ortağı olmaması şaşırtıcı görünmüyor. Rusya'nın Sovyetlerden ayrılan ülkelere yönelik açık saldırganlığı onları Kremlin'den uzaklaştırıyor. Bu bakımdan Rusya için hayati önem taşıyan Sovyetlerden ayrılan ülkelerin Kremlin'i desteklemeyecekleri ve hatta ona karşı tavır alacaklarına şüphe yok.

KREMLİN’İN TALİMATLARINA KARŞI ÇIKAN BDT ÜLKELERİ RUS ASKERİ TEHTİDİYLE KARŞI KARŞIA

Mesele şu ki, Kremlin'in talimatlarına karşı çıkan herhangi bir BDT ülkesi, derhal Rus askeri tehditleriyle karşı karşıya kalıyor. Eski Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonraki ilk yıllarda, Baltık devletleri defalarca bu tür askeri tehditlerle karşılaştı. Rusya’nın tehditlerinden endişe duyan Litvanya, Letonya ve Estonya NATO "güvenlik şemsiyesi" altına sığındı. Bu da Rusya'nın o bölgelere askeri müdahalede bulunma isteğini sınırlandırdı.

RUSYA’NIN KIRMIZI ÇİZGİSİ KIRIM

Ancak Ukrayna için aynı şey söylenemez. Kiev, “Maidan hareketi”nin ardından yüzünü tamamen Batı'ya çevirdi. Sonuç olarak, Ukrayna'nın bölünme süreci Rusya'nın özel bir planı temelinde başladı. Bunun sonucunda Ukrayna'ya ait olan Kırım yarımadası Rusya tarafından ilhak edildi ve ağırlıklı olarak Rus nüfusun yaşadığı Donbass bölgesinde, ayrılıkçılar Kiev'in siyasi iradesine boyun eğmeyi reddetti. Böylelikle Rusya-Ukrayna ilişkilerinde gerilim en yüksek aşamaya kadar yükseldi. Ukrayna, ilhak edilen Kırım yarımadasını Rusya'dan geri istiyor. Kiev, bunun yanında Ukrayna'nın ayrılıkçı Donbass bölgesi üzerindeki egemenlik haklarını yeniden kazanmak istiyor. Bu konuya sıcak bakmak bir tarafa, sözünün edilmesini bile istemeyen Rusya, Ukrayna`nın bu retoriğine destek mahiyette açıklama yapan herhangi bir devleti de derhal düşman ilan ediyor ve geciktirilmeden resmi ağızdan cevap veriyor. Rusya ilk günden beri Kırım’ı kırmızı çizgisi olarak ilan etmekten bir adım geri durmuyor.

AYRILIKÇILIĞIN DİĞER KURBANLARI GÜRCİSTAN VE MOLDOVA

Ukrayna`nın Kırım ve Donbass bölgesiyle ilgili taleplerine cevap olarak Ukrayna sınırlarına asker yerleştiren Rusya, Kiev'i işgal etmekle tehdit ediyor. ABD ve Batı'nın Rusya'ya yönelik sert suçlamalarını görmezden gelen Kremlin, Ukrayna ile sınırlarını değiştirebileceğine dair agresif mesajlar gönderiyor. Bu da BDT genelinde Rusya ile ilgili memnuniyetsizliği artırıyor. Kremlin'in benzer saldırgan davranışlarından muzdarip olan ülkeler arasında Gürcistan ve Moldova'nın da olduğu unutulmamalıdır. Abhazya ve Güney Osetya`da yaşananlar da bunun örnekleridir. Gürcistan gibi, Romanya üzerinden Avrupa'ya entegre olmaya çalışan Moldova da ayrılıkçılığın kurbanı. Kremlin, yaklaşık 30 yıldır, Rusya’nın oluşturduğu barışı koruma güçlerini bölgeye konuşlandırarak ayrılıkçı Transdinyester'i Moldova'nın kontrolünden çıkardı.

SOVYETLERİN MİRAS BIRAKTIĞI SORUNLAR KREMLİN’İN KABUSU OLABİLİR

Rusya, 90’lardan sonra eski Sovyet ülkeleri üzerindeki etkisini sürdürmek için birtakım sorunları “miras” bıraktı. Bu sorunlar önümüzdeki yıllarda Kremlin`in kabusu haline gelebilir. Azerbaycan`ın Karabağ`da elde ettiği zafer, Ukrayna’ya ve daha sonra Rusya`nın emperyalist politikalarıından muzdarip olan diğer bölgelere ilham kaynağı olabilir. Bu bölgelerde hareketlenmelerin meydana gelmesi işten bile değil. Ancak görünen o ki, bu durumun farkında olan Rus derin devlet aklı bu tehditler karşısında orta yol bulmak yerine azı dişini göstermeyi tercih ediyor. Rus siyasi çevreleri tarafından BDT ülkelerine karşı bölgesel iddiaların son zamanlarda daha sık gündeme getirilmesi böyle düşünmemize sebebiyet vermektedir.



Yazara Ait Diğer Yazılar

DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.